30 Mayıs 2012 Çarşamba

Ezgi'den Haberlerr


Herkese merhabalarrr,biliyorum arayı çok açtım.Ama takip ettiklerim yine takibimdeydi bilesiniz :) Her şey yolunda gidiyor,mutluyum,mutlu olmak için nedenlerim var :) Son yazdığım sıkıcı posttan sonra hayat 360 derece dönmüş olarak mutluluk getirdi.İyiyim çok şükür ve evrene teşekkürler bu aralar bana çalıştığı için ;)
**
Fotoğrafım işyerinden bir arkadaşımın düğününe ait.Uzun zamandır koşuşturmacayla geçen tatlı heyecanlarını atlattı,buradanda mutluluklar diliyorum ona :)
**
Yeni boyattığım saçlarım tabiki yıkandıkça aktı ama kalan rengide sevdim açıkcası,şimdilik iyiyiz kendisiyle...
**
Günlerim işle,derslerle,koşuşturmacayla geçiyor.Hafta sonu sınavlarım var,pozitif enrjilerinizi gönderin bana :)


İşyerinde işler kimi zaman çook yoğunken kimi zaman öylece oturduğum oluyor.Arada cafe latte kaçamakları yapıyorum.Yukardakiyse aşk temalı lattem :) Bu sıralar işyerindede huzurluyum,yolunda her şey...Bu arada İnstagram'dan beni takip etmek isteyenler için rumuzum : esraezgiyaman
**
Sevdiklerimin yanımda olması,sağlıklarının yerinde olması,bana olan küçük hediyeleri,güzel havalar mutlu etmek için çoook yeterli :)


Kardeşim Büşra'nın aldığı kupa <3 Farkında olmadan bir kupa tutkunu olduğumu farkettim,ilgilenenlere duyurulur :P Yanlız karikatür çok manidar di mi :))
**
Nette geçen gün oje trenlerine bakarken denk geldim ve resmen ba-yıl-dımm.


Kadınlar söz konusu moda olunca gerçekten çok yaratıcı oluyorlar.Yanlız ben bu ojeleri sürüpte tırnaklarımı yemeden durabilir miyim orası muamma :P
**
Bir postun daha sonuna gelmiş bulunuyoruz.Tekrar görüşmek üzere canlarım.Unutmadan bu aralar iyi dileklere ve pozitif enerjiye ihtiyacı olan Nonim'i kocaman öpüyorum.Ev-lenen Tubitomun evini çook merak ediyor ve hayırlı olsun diyorumm :) Taze hala olan Minikkuş'u tebrik ediyorum :) Ayın 8-9-10'unda Bebek Şenliği'ne katılacak olan Zetomuda tebrik ediyorumm.Beni ofisin sıkıcı ortamında güldüren Alışveriş Danışmanı'nı kocamann öpüyorumm :*) Yurtdışından yeni dönen Gülümsenin Bloğundan yeni postlar bekliyorum.Enstyle'den yeni kombinler yapıp gözlerimizi kamaştırmasını bekliyorum :) Nana'mı çokk özledim sesimi duymasını diliyorum :P Serocuğumu acilen post yapmaya davet ediyorum.Vee şu sıralar sınav döneminde olan herkese başarılar diliyorumm.

Görüşmek üzere hoşçakalınnnn :*)

21 Mayıs 2012 Pazartesi

hani HERŞEYİN'dim ben senin :)


Hani her şeyindim ben senin
Hani kor dudaklındım
Hani karlarda açan çiçektim
Vazgeçilmezdim ?...


Bir insana HERŞEYİM demek büyük lütuf sanıyordum ama yanılmışım.Söylemek değil gerçekten öyle olduğuna inandırmak,ona göre davranmakmış büyük lütuf olan aslında...Bu kelime,sıfat,tabir ne derseniz diyin benim için bundan sonra ancak görseldede gördüğünüz gibi reklamlarda kullanılmak üzere ortaya çıkmış,türemiş bir kelime olacak.Reklamlardada öyle değil midir ? Aslını abartarak,ilgi çekici hale getirerek izleyenlere sunmak...Belli bir zamana kadar herşeyimler,canımlar,bitanemler.Ne herşeyi,canı,bitanesi ...
Bu kelime en çok turkcell reklamlarına yakışıyor artık benim için.
Ne demiş Feridun abimiz '' Kimse kimsenin HERŞEYİ olamazmışş ''
Herkese iyi haftalar dilerim,her gününüz bir öncekini aratmayacak kadar güzel geçsin...


14 Mayıs 2012 Pazartesi

Carpe Diem ' Taslaklardan bir yazı ...

Yaşadığımız zaman içerisinde çoğumuz dünü özleriz,çocukluğumuz unutamadığımız anılarla doludur,günler ard arda tükendikçe 'keşke şu yaşımda olsam' gibi eskiye olan özlem dolu duygular barındırırız yüreğimizde...Ama ne o yaşta olabilmek mümkündür,ne de tekrar yaşamak aynı şeyleri.Artık her anımı,dakikamı hatta saniyemi çok değerli buluyorum ve ona göre yaşıyorum.O an ne istiyorsam onu yapıyorum.'Carpe Diem' modundayım :) Böylelikle sonunu düşünüp strese girmiyorum.Bana bir kere verilen yaşama hakkını dilediğimce kullanıyorum artık.Böylelikle geçmişe döndüğümde 'keşkelerin,ahlarım' olmayacak...Ya da en azından daha az olacak...Artık mutluluk zamanı...
****
Kendisine taslaklarda denk geldim.Bilmem ne tarihinde yazıp yayınlamamışım.Ee boşa gitmesin o zaman ;)
Hoşçakalın...

Yeni Saç Boyama Maceram Vol : Bilmem Kaç ? :)


Selaaam arkadaşlar.Dün tatili fırsat bilip soluğu kuaförde aldım.Bir önceki boyamda rengi çok beğenmiş olsamda ( Emel Acar'ın saç rengi ) boya aktıkça ardında karamel-sarımtrak tonlar bıraktı.Ve bu tonlar benim en nefret ettiğim tonlar.Hem bu yüzden hem dip boyam geldiğinden tekrar boyaya gittim.İstediğim ton çok net aslında ama nedense bugüne kadar 'işte budur' dediğim,çok memnun kaldığım bir kuaför olmadı :( Saçlarım uzun olduğu için orialle açtırmaya korkuyorum.Zamanla boyadıkça renk otursun diyorum.O zamanda dibi ve uçları aynı renk olmuyor :( Dünkü boyadan memnun kaldım.Hem öncekine göre koyu hemde içinde kızıllar,bakırlar,kahveler olan bir renk oldu.Kızıl-bakırmış kuaförün dediğine göre...Bakalım zamanla hangi renk olacak :P Siz nasıl buldunuzz ?
***
Hayatımda saçım dışında daha önemli yenilikler var aslında :) Ama tam olarak gerçekleştiği zaman sizlerle paylaşacağım,şimdilik bunu bildirip iyi dileklerinizi istemekten başka temennim yok ;)
Güzel günler çoook yakında inşallah :) Bunlardan biriside cumartesi günü olacak olan 19 Mayıs tatili :P Hepinize şimdiden iyi tatiller canlarımmm görüşmek üzereee ;)

5 Mayıs 2012 Cumartesi

Arkadaşımın Aşkısın


Biraz önce kuzenim yazdı.İzel'i görmüş magazinde.Cildindeki hastalık hakkında konuşuyormuş kendisi.Fi tarihinde sevgilisini çok yakın arkadaşıyla bastığını,gördüğü anda size kolay gelsin deyip evden çıktığını ve o gece uyuyup kalktığında yüzünün gözünün şişmiş halde uyandığını anlatmış.Başlarda sivilce zannetmiş ama çoğunuzun bildiği üzere yıllardır üstesinden gelemediği bir cilt sorunu var.Bu olaydan dolayı olan.
Sonra karşılıklı empati kurarak konuşmaya başladık.
Ben düşüncesinin bile insanı delirtmeye yeteceğinden bahsettim.Kuzenim biraz daha duygusal yaklaştı.Sevdiği adam için üzüleceğini söyledi.Benim görüşüm ise o adamın gerçek yüzünü gördüğüm için mutlu olacağımdan yanaydı.Öyle iğrenç bir mahluka karşı sevgimin kalacağını zannetmiyorum.Üstelik İzel gibi 'size kolay gelsin' diyerekte gitmem evden.Birbirine katarım her şeyi.Fazlasıyla ödetirim rahatlayıp sinirimi atana kadar.Vefasızlıklara,ikiyüzlülüklere öyle alıştık ki böyle bir olay sadece tecrübelelerimize tecrübe katar bence...
*
Arkadaşımın aşkısın diye şarkılar bile yazılan bir dünyada yaşıyoruz şaşırmamak gerek değil mi ? Peki sizin bu konudaki tavrınız ne olurdu ?
*
Gerçek dostlarınızla mutlu bir haftasonu geçirmeniz dileğiyleeee :)

4 Mayıs 2012 Cuma

ALLAH TÜM HASTALARA ŞİFA VERSİN...

Bugün Berra'nın hastaneye yatışının 11. günü.
Uzun süredir grip gibiydi.Burun akıntısı,öksürük,halsizlik,kulak ağrısı...23 Nisan akşamı nefesi tıkandı.Öksürük arttı.Kendisinde daha önceden teşhis edilen 'Krup' hastalığıda var.Yine öyle zannedik doktora götürdük.Oksijen verildikten sonra eve geldi.O gün babamın doğum günüydü.Güle oynaya uyuduk...Gece akşamkinden daha şiddetli şekilde tıkandı ve tekrar hastaneye götürdük.Bu kez oksijen sabaha kadar uygulandı ancak ciğerlerinde rahatlama olmadığı için yatışını yaptılar.İlk ciğer filminde havalanma görüldüğü söylendi bize.Sık saat aralıklarıyla ventolin verildi.Damar yolundan sıvı takviyesi ve şuruplarla tedavisi devam etti.Her geçen gün iyiye gitti.Doktoru ilaçların dozlarını düşürdü o şekildede kontrol ettiler.Bir sorun olmadığını söylediler.Teşhis ise ilk başta astım atağı,daha sonrada zatürre olduğu söylendi.
Artık ayakta oyun oynayacak kadar iyi duruma geldi,iştahı açıldı ( biz bunu kortizona bağlasakta ) kısacası durumu iyiye gitti ilk günden bu yana.
Doktoru eğer bir sorun olmazsa bugün için taburcu edileceğini söyledi.Dün akşam işten çıkıp yanına uğradım.Biraz oynadık eve döndüm.Evde annemle Berra yokken çok mutsuzum...Bugünün heyecanıyla bütün evi temizledim.Yeter ki tekrar tıkanmasın,hastalığı tetiklemesin diye.
Sabah mutlu uyandım ama kısa sürdü...Annemle görüştüm.Berra bu gece ilk hastaneye götürdüğümüz şikayetlerle rahatsızlanmış.Öksürük,ateş,kusma,terleme,nefes alamama,kalp atışlarında artış...Göztepe SSK'da yatıyor.Gece boyunca kalp ritimlerini ölçen cihaz Berra'ya bağlanmamış.Annemin isteği üzerine oksijen verilmiş (!) ve kendisine evden derece getirip getirmediğini sormuşlar.Üstelik geceden şu saate kadar koskoca serviste doktor yok.Neden ? Çünkü kendisi aynı zamanda özel hastanede çalışıyor...Bütün umutlarımız yıkıldı.11 gün normalde çok kısa bir zaman ama biz bu süre boyunca ne çektik kimse bilmez...Bunca zorluğun sonunda başa döndüğümüze mi yanayım,hastanedeki sorumsuzluğa mı yanayım yoksa şu devlette hala özelde yatan şanslılar/devlette yatan şanssızllar ayrımına mı yanayım bilmiyorum...
Hepimizin morali bitik.Ne yapacağımızı bilemez haldeyiz.İyileşecek,eski günlerimizdeki gibi mutlu olacağız belki ama o ufacık bedeninin tüm bu acılara dayanmasına ben dayanamıyorum artık.O benim kardeşimden çok kızım gibi.Eli kesildiğinde bile ondan çok ben ağlıyorum.Geçen yanımda damar yolu açılırken o ağlamadı ben ağladım.Eskisi gibi onunla evde oyunlar oynamak istiyorum.Başımızı ağrıtsın hiç susmasın istiyorum ama o hala eve gelemedi :(
Doktor şimdi teşrif etmiş,ciğerlerinde bir sorun olmadığını ancak üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdiğini söylemiş.Yeni bir ilaca başlamışlar.Taburcu olup olmayacağı öğleden sonra belli olacakmış.
Bu kadar ayrıntılı yazmamın sebebi okuyanlar arasında belki doktor olanlar vardır,bu şikayetlerden müzdarip olup doğru doktoru bulanlar vardır diye...
Önerileriniz varsa bekliyorum...
Böyle günlerde bloğumu açtığım için bir kez daha mutlu oluyorum.
Bilirsiniz iyi gün dostları böyle günlerde belli oluyor........